Cenab-ı Hakk'ın her şeyden evvel âşikâr olması, ez-Zâhir isminin ezelî ebedî olarak gerçekleşmesinden dolayıdır. Çünkü Hakk'ın zuhuru, Hak için zâtîdir; sonradan kazanılmış bir şey değildir. Bir başka şeyden faydalanmadığı gibi illetli de değildir. Yaratılmış olan âlem ve içindekilerin ortaya çıkması ise Hakk'ın zuhur sıfatı ile tecellisinden meydana gelmiştir. Bu halde varlıkların yaratıcısı, her şeyin varlığından evvel zâhir olmaz mı?
Cenab-ı Hakk'ın her şeyden evvel zâhir olması, varlığın yokluktan ziyade zâhir olmasından ve zâtî zuhurun geçici zuhurdan, mutlak zuhurun şartlı zuhurdan, dâimî zuhurun kesintili zuhurdan daha kuvvetli bulunmasından dolayıdır.
Hakk'ın zuhuruyla birlikte akıl ve idraklerin kendisinden uzak olması, gizli oluşundan değil, görüşü zayıf olanların zuhurun şiddetine takat getirememesindendir. Yarasanın gece görüp de gündüz görememesi, gündüzün gizli olmasından değil, gözünün zayıflığından dolayı güneşe dayanamamasmdandır.
Cenab-ı Hakk'ın bize bizden ziyade yakın olması ezelî ve devamlı oluşunun her şeyi kapsamasmdandır. Bu yakınlık şuhûd ehline göre zatıyla, perdeli olanlara göre ise ilmi, kudreti ve iradesiyledir.
Ahmet Mahir - Ataullah İskenderi (Hikem-i Ataiyye Şerhi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder