II. İtaat ve Masiyetin Mahiyeti
Eş‘arî âlimlerimiz: «İtaat, tam tabi olmaktır.» dediler. Kelâmcılar, itaatin
mahiyeti konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir: Basralı Kaderiyeciler,
«İtaat, iradenin tam uyumudur ve başka birisinin isteğini yerine getiren her bir
kimse ona itaat etmiş olur demişlerdir.» Bu anlayışa göre Yaratıcı Allah Tealâ,
kulunun isteğini yerine getirirse, ona itaat etmiş olur ki, Ebû ‘Ali el-Cübbâ’î
bunu benimsediği için bununla ilzam edilerek ümmet tarafından tekfir
edilmiştir.
Eş‘arî âlimlerimiz: «İtaat emre uymaktır ve her kim başkasının emrini benim-
serse ona itaat etmiş olur.» demişlerdir.
Rabbimizden istekte bulunmamız kesinlikle bir emir değildir. Bundan
dolayı bizim isteğimize karşılık verse de Allah, bize itaat etmiş olmaz.
‚İsyân‛ kavramının sözlükte iki anlamı vardır. Birincisi: ‚Günah‛ anla-
mındadır ve bu, farz olan itaatten ayrılmak demektir. İkincisi ise, «Kendini
bir şeyi yapmaktan alıkoymaktır.»
‚İsyân‛, itaatin karşıtıdır. İtaat verilen emre uymak olduğu gibi isyân da
emre karşı gelmektir. İstersen şöyle de ifade edebilirsin: ‚İsyân, yasağı işle-
mektir.‛

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder