"Fert yok, cemiyet var!”

"Fert yok, cemiyet var!” Pozitivizm, hakikati deneylere, pragmatizm menfaate, sosyolojizm ise onu cemiyete esir etmektedir. Bu sistemler hiçbir şeyi izah etmiş değillerdir. Onlar, ruhun görüş ve duyuş ufuklarının daraltılmasından doğmuşturlar. Ruh için bir iktidarsızlığın ifadesi oluyorlar. Pozitivizm, ruhu yalnız zekâdan ibaret farzederek duyguların ve iradenin varlığına hakikatler araştırmada değer vermiyor. İç hayatımızın en derin kaynaklarının onlarda bulunduğundan gaflet gösteriyor. Zekâyı da sistemli bir şekilde duyulara (görme, işitme, koklama, tadma ve dokunma) bağlıyor.

Pragmatizm, menfaate bağlı olmıyan bilgilerin doğuşunu izah etmekten âciz kalıyor. Fikirle işi birbirinden ayırdetmiyor. Fikirden iş çıkartacak yerde onu işin emrinde hizmetkâr yapıyor.

Sosyolojizm ise cemiyet halinde yaşayışımızın ortaya çıkardığı bir takım zaruretleri, zihin için birer ilke (prensip) haline koymakta müthiş bir meharet gösterdi.

İşin doğrusu şudur ki, biz kâinatı her tarafında tam bir nizam içinde tasarlıyoruz. Ferdin bu tasarımını cemiyet bozmuyor. Aynı görüşe tâbi oluyor. Fakat cemiyet bununla kalmıyarak, Dürkeym'in iddiasında, bu kâinat nizamının tasarımını kendine malediyor, onun, kendisinin eseri olduğu iddiası meydana çıkıyor. Hatta ahlâki yaşayışımızın nizam içinde akışına bakarak bu iddia sahipleri, yahudi maharetile, ahlâklılığın, cemiyet tarafından meydana getirilmiş bir değer olduğunu söyliyecek kadar ileri gittiler ve bundan insan ruhunun katli hususunda kurnazca bir fetva çıkardılar:

"Fert yok, cemiyet var!”

 

Nurettin Topçu,Yarınki Türkiye
Devamını Oku »