Mustafa İslamoğlu'nun Hadisçiliği

Mustafa İslamoğlu'nun Hadisçiliği

İslamoğlu, Üç Muhammed: "Ebu Bekir, Rasulullah'la birlikte mağaradayken susadı. Rasulûllah sallalahu aleyhi vesellem ona dedi ki: 'Mağaranın girişine doğru yürü ve oradan iç.' Ebu Bekir mağaranın girişine kadar gitti, orada baldan daha tatlı, sütten daha beyaz, miskten daha güzel kokan bir sudan içti ve döndü. Rasulûllah dedi ki: 'Allah, Firdevs Cenneti'nin ırmaklarıyla görevli meleğe senin içmen için bir nehir kazmasını emretti."(1)

Bu rivayeti nakleden Süyuti'nin, kitabındaki "Onda muteber olmayan rivayetlere hiç yer vermedim" iddiasını hatırlamanın tam sırası. Ve tabiki, Rasulûllah'ın Hicret yolculuğuna çıkmadan, azığı kimin getireceğinden izleri kimin kapatacağına varana dek en ince ayrıntısına kadar bir göç planı yaptığını hatırlamanın da... Problem, yukarıda naklettiğimiz Allah'ın eşya için koyduğu değişmez yasalar yerine, eşyanın yasasının ve tabiatının olmadığı sonucuna götüren "imkân" ve "cevher-i ferd" kuramına dayalı anlayış.
Hasais,1/187 (1)

Tenkit:

1..Suyuti, kitabında 'tam olarak' muteber olmayan rivayetlere yer vermediğini iddia etmez. Aksine, kitabında zayıf rivayetlerin olduğuna kendisi de dikkat çeker: "Bu kitapta, bahislerle ilgili gelen bütün haberleri toplamaya çalıştım. Uydurma ve merdûd rivayetlerden nezih kalmasına da büyük bir dikkat gösterdim. Sened itibariyle zayıf olan rivayetleri destekleyen çeşitli rivayet yollarını da esaslı bir şekilde araştırıp tespit ettim... Bütün bu bilgi ve rivayetleri, birbirini takip eden bölümler hâlinde düzene koyup yazdım. Ve neticede kitabımız, Allah'a hamdolsun, saha­sında olgun bir eser hâline geldi.."

2..a-Diyelim ki İmam Suyuti kitabına muteber rivayet almayacağını söylediği halde bu rivayeti gözünden kaçırmış..Bu hata Suyuti'ye ait küçük bir hata sayılsın..Burada esas anlaşılmaz olan tavır İslamoğlu'na aittir..O bazen rivayetlerin sıhhat derecesini hadis usulünün belirlediği kaideleri ve hadis imamlarının değerlendirmelerini önemser edayla yazmakta; buna rağmen çoğu zaman da geleneğin diline; hadise, hadis imamlarının cerh ve tadiline, tashih ve tazifine yani sıhhat durumuna tamamen kayıtsız kalarak bir çırpıda en sahih hadislerden onlarcasını ve hatta yüzlercesini tek kalemde çizebilmektedir..Bunun bir örneği Mucizeler konusuna giren Sahiheyn hadisleridir. Bu konuya ilişkin Buhari-Müslim Sahihlerinde farklı varyantlarla beraber belki yüz tane sahih hadis bulunabilir..Buna rağmen İslamoğlu " Bizim bu kitabı ona indirmiş olmamız size mucize olarak yetmedi mi? ayet mealini esas alıp sahih olsun, zayıf olsun tüm rivayetlere karşı kayıtsız kalmaktadır..(2) Bu hadisleri Kur'an'a arz etmek te gerekmez çünkü Kur'an, hem Mucizeleri hem de Allah Resulünün gaybtan haber verebilmesini destekler..

b-Bana göre; Bu seçicilik açıkça bir çelişki oluşturmakta, hadis malzemesinden keyfi-gelişigüzel bir faydalanma görüntüsü uyandırmakta ve Sünnetin Hücciyetini kabul etmeyen Mealciler veya Kuraniyyun akımları yanında daha tutarsız görünmektedir..

3..Yine aynı sorunlu/ikircikli/gayr-ı samimi yaklaşım Üç Muhammed kitabının 139. sayfasında şöyle tezahür ediyor: "Rasulûllah'ın yüceliğini, Kur'an dururken kimisi zayıf, kimisi mesnetsiz birtakım şaibeli haberlerle ispata kalkışmak, aslında Kur'ân'ın eleştirdiği kadim Arap aklının geleneğine eklemlenmek anlamına geliyordu. Kaldı ki, bir kişiyle çıktığı yolda, 23 yılda Batı Avrupa büyüklüğünde bir coğrafyanın insanını vahye boyun eğdirmek, yukarıda aktarılan şaibeli rivayetlerin hepsinden daha büyük bir mucize değil midir?"

Değerlendirme: Hemen aklıma gelen soru; 'kimisi zayıf, kimisi mesnetsiz' değil de hepsi sahih, hepsi müttefekun aleyh, istidlale elverişli hadisler olsa İslamoğlu için ne fark ederdi? Sırf bu cümleye baktığımızda İslamoğlu rivayetlerin sahihine ve zayıfına aynı konumu vermediğini sanabiliriz..Oysa aynı kitapta pek çok sahih hadisi, zayıfından ve sakiminden ayırmadan aynı torbaya koyduğu bir çok alt başlık bulunmakta..(3) Madem öyle, İmam Suyuti'ye veya başka bir hadisçiye zayıf hadis üzerinden eleştiri yöneltmenin ne anlamı var? Okuyucu bu eleştirileri hangi mantık örüntüsünde birleştirecektir? Eleştirinin dışı 'Kur'an dururken zayıf rivayete ne gerek vardı ?' diyor..Halbuki kitabın geneli sahih olsun veya olmasın bu rivayetlere ne gerek vardı der gibi..

4..Mucize ile ilgili hadisler, kabir azabı, Hz. İsa'nın (a.s.) Nüzulü, Efendimizin (s.a.v.) gelecekten haber vermesi gibi pek çok kapsamlı konuda tevatür niteliği kazanmış yüzlerce hadisi görmezden gelebilen İslamoğlu kendi görüşüne uygun bulduğu ahad-tekil hadisler mevzu bahis olunca birden; sıhhat değerlendirmesini ve sünnetin hücciyetini, rivayetin otoritesini, hadis imamlarının ilmini hatırlayabilmekte ve hiç bir şey yokmuş ve pek çok konuda yüzlerce Buhari-Müslim hadisine muhalefet koyan; onlarca icma konusunu ve yine onlarca mütevatir hadisleri reddeden kendisi değilmiş gibi standart-geleneksel bir alim kisvesiyle sanki bir İbni Hibban veya İbni Ebi Şeybe veya Evzai (rh.a) gibi alimlerin diliyle konuşan biri görünümüne bürünebilmektedir..
İşte çok çarpıcı bir örnek..Bu örnekte İslamoğlu hasen-garip bir hadisi sahihlemeye çalışmaktadır:

Hadisin kritiği: Tirmizi bu hadise "hasen-garibtir der. Garip olmasına gösterdiği gerekçe ise hadisin ravileri arasında bulunan Semmak b. Harb'tir. Ravilerin hayatını anlatan kitaplar bu zatın ömrünün sonunda bunadığını kaydeder. Bu hadise gelen eleştirilerin dayandığı tek nokta budur. Fakat aynı hadisin başka bir silsileyle gelmesi hadise getirilen tüm eleştirileri boşa çıkarmıştır. Bu silsileyi delil gösteren ibn Hibban hadise "sahih hadistir." hükmünü koymuştur. (4)

*
(1) Mustafa İslamoğlu, Üç Muhammed, s.141.
(2) http://ahmednazif.blogspot.com.tr/2014/08/islamoglu-bizim-bu-kitab-ona-indirmis.html
verilen başlıkta 20 ye yakın Buhari Müslim hadisi reddedilmektedir..
(3) Bir örnek olarak: http://ahmednazif.blogspot.com.tr/2014/07/hz-peygamberin-sav-gelecekten-haber.html
(4) Yahudileşme Temayülü, 64.

http://ahmednazif.blogspot.com.tr/2014/08/islamoglunun-hadisciligi.html
Devamını Oku »