Mükemmelleşmek İhtiyacı

Etrafımızdaki varlıkları idrak etmekle kalmayıp onların da en az bizim kadar âciz ve zavallı durumda olduklarını görürüz. Güneşler ve yıldızlar bile sınırlı ve esir birer parçacık durumundadırlar, işin garibi,imandan başkası da bu sınırlılığın, esirliliğin, fâniliğin, eksikliğin farkında da değil. Pırıl pırıl yanan güneş bile, insan şuurundaki bu aydınlıktan mahrumdur. Ancak, insandır ki, sonsuzluğun,hürriyetin,ebediyetin, mükemmelliğin özlemini en kavurucu bir susuzluk halinde yaşamaktadır. Bütün bu susuzluğun sebebi şuurumuzdur; bunları bize o, telkin ediyor. Sonsuzluğu, hürriyeti, ebediliği, mükemmelliği arıyoruz. Kendi aczimizden, esaretimizden, sınırlılığımızdan, eksikliğimizden adeta utanıyoruz. Bunlardan kurtulmak zorunluluğunu duyuyoruz, işte sorumluluk. Aciz olduğumuz halde güçlü, esir olduğumuz halde hür, sınırlı olduğumuz halde sonsuz, eksik olduğumuz halde mükemmel olmak ihtiyacını duyuyoruz. Bunları duyup da, bunlara sırt çevirmemiz bize azap veriyor, bunları duyupda inkâr etmek bizi karamsar yapıyor, insan olmak ümidini kaybediyoruz, kendimizi suçlamaktan kurtulamıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki, şuurumuzdan kurtulamadıkça, sorumluluktan da kurtulamayacağız. İnsan, insan olmakla sorumluluğu yüklenmiş bulunuyor. O, mükemmelleşmek mecburiyetindedir. Mükemmelleşmek ihtiyacı, insanın iradesi haline gelmıştir. Şuur sahibi bir insan mükemmelleşmek iradesini de beraber getirir.  



S.Ahmed Arvasi
Devamını Oku »