İnkılaplar

Nurettin Topcu- Yarinki Turkiye

Bütün inkılâplar, şekil ve kıyafet değiştirmeden ibaret kalıyor; ruh daima aynı oluyor. Aynı mefhumlar, divan edebiyatından intikal ediyor, buna ilâve edilen yeni konular yine eski ruhla işleniyor. Nedim-Mehmet Rauf edebiyatı yeni nesilde, divân edebiyatının medhiye ve mersiyeleriyle birlikte devam ediyor. Edebiyatta milliyet cereyanından bahsedenler, millî edebiyatı sade şekil, isim ve kalıpların başkalığında arıyorlar. Hayat sahasında yapılan inkılâplar da kıyafet değiştirmekten ibaret oldu.

Yarım asırdan fazla zamandır evlerimiz değişti, elbisemiz değişti; lisanımız ve selâmımız bile bambaşka şekiller aldı. Dışımızdaki âleme bakıyoruz, hemen herşey değişmiş, fakat insan değişmemiş. Kendini görebilen insanın içine çevirdiği dikkatine cevap olarak, benliğinin derinliklerinden samimi bir ses haykırıyor: Ben ne elbiseyim, ne eşyayım, ne de dışından değiştirilebilir bir varlık. Hakikî inkılâp, bu isme değer hareket, insan ruhlarım değiştiren, insanda yeni bir irade yaratan harekettir. Asırlardan beri hayat sahnemizin şekil ve maddeye ait zaruretlerle birlikte ve dışardan gelen tesirlerle değişmiş olması, İçtimaî inkılâp sayılmamalıdır.

Kaynak:

Nurettin Topçu-Yarınki Türkiye
Devamını Oku »

Din Kuvvetinin Elden Giderilmesi

Din Kuvvetinin Elden GiderilmesiAvrupa'da Türk'e pek fazla siyasî düşmanlık vardır. Fakat Avrupa'nın bu düşmanlığı yalnız bu sahada değildir. İlim ale­minde de bu düşmanlık müthiştir. Bilhassa Fransa'da böyle. Bir Fransız âlimi Türk'ten bahsederken hiç olmazsa onun yanına bir barbar kelimesini koymadan rahat edemez. Türk çok bedbaht millet... Lâtin harflerini, şapkayı kabul ederken medenî âleme gireceğimizi, Avrupalılarla bir olacağımızı, Avrupa'nın bizi seve­ceğini söyleyen iş başındakiler acaba görüyorlar mı? Bu işler aleyhimizdeki fikir ve hareketi bir bıçak sırtı kadar değil bir us­turanın yüzünün kalınlığı kadar bile değiştirememiştir. Böyle dediler. Koca koca inkılâplar dediler. Derin anarşiler alt-üstler, uzun fetretler, terakki yerine irfanda, herşeyde gerilemeler, ikti­sadı buhran, ilh... yaptılar.

Bunlar Türk uzviyetine derin ve öl­dürücü yaralar oldu. Hiçbir şey olmasa milletimiz hükümet aleyhine oldu. Düşmanla muhat bir devletin milletini hüküme­tine düşman etmek ne gaflet, ne hıyanettir ki, ne fena neticeler verebilir. Hem düşmanımız dolu. Hem kendimiz içerden zayıf­lattık. Meselâ bir harp olsa korkarım ki bu millet harp etmez. Belki hükümettekilere düşman olur. Din gayreti giderilmiş.... Böyle işler için din ne büyük kuvvetti. Elden gitti...

Cumhuriyet Devrinin Perde Arkası , Dr. Rıza Nur
Devamını Oku »