Fazileti İsteme ve Eksiklikten Kaçınmanın Yararı




Akıllı insanın ödevi, insan vücuduna arız olan bu eksiklikleri ve mecburi ihtiyaçlarını gidermek ve tamam­lamak için onları tanımasıdır. Bunlar bazen beslenmeyle olur. Beslenme, insanın mizacını ve hayatının dayanağım dengeli tutar. Mükemmellik kazanmak için insan yeteri kadar beslenir, beslenmeyi bizzat zevk olarak değil, aksine onu zevkli bir hayatın temeli olduğu için ister. Beslenme­de zorunlu olan ölçüyü aşarsa, bu insanlıktaki mertebesi­ni koruyacak, insanlar arasındaki durum ve mertebesine göre bayağılık ve cimrilikle nitelenmeyecek ölçüde olma­lıdır. Zorunlu ihtiyaçlardan biri de giyinmedir. Bununla insan, sıcaktan ve soğuktan gelen sıkıntılara karşı korun­muş ve vücudunu örtmüş olur. Giyinmede ileri giderse, bu da küçümsenmeyecek, emsalleriyle kendi düzeyinde olanlar arasında pintilikle nitelenmeyecek ölçüde olmalıdır.

Zorunlu ihtiyaçlardan bir başkası da cinsî ilişkide bulunmaktır. İnsan, bu sayede kendi türünü ve suretini korur. Yani cinsî ilişkiden amaç neslin devamını istemek­tir. Bunun ölçüsünü biraz aşarsa, bu sünnetin dışına çık­mayacak ve başkasının hakkına tecavüz etmeyecek ölçüde olmalıdır.
Akıllı insan, kendisini insan yapan düşünen nefsin­de faziletini arar, özellikle bu nefiste bulunan eksiklikler üzerinde durur ve gücü yettiği kadar nefsini olgunlaştır­maya çalışır. İşte bu iyilikler gizlenilmez. İnsan bunları elde edince utanç duymaz. Onları duvar ve karanlıklarla örtmeye çalışmaz. İnsanlar arasında ve bu topluluklarda her zaman bunları açıklamaktan çekinmez. Bu iyiliklerde insanların kimisi, kimisinden üstündür. Bazıları diğerle­rinden daha iyidir ve öteki nefse uygun olan gıdaları sağ­ladığı gibi, bu nefsi de uygun ve eksiğini giderici gıdalarla besler. Bu nefsin gıdası ilim ve düşünülürlerde gittikçe ilerlemek, görüşlerde doğruluktan ayrılmamak, nerede ve kiminle olursa olsun gerçeği kabul etmek, nasıl ve nere­den gelirse gelsin yalan ve yanlıştan kaçınmaktır. Bir kim­se çocuk iken din terbiyesiyle yetiştirilir, alışkanlık kazanıncaya kadar ödev ve görevlerini yapması sağlanır. Sonra ahlâk kitaplarında belirtilen güzel alışkanlık ve nitelikle­ri nefsinde delilleriyle pekiştirecek şekilde inceler.

Daha sonra aritmetik ve geometriyi öğrenerek tanım ve delilin doğruluğunu kavrayıp ancak bununla tatmin olur, sonra da Tertîbus-Seâdât ve Menâzilu-Ulûm adlı kitabımızda açıkladığımız gibi, insan mertebesinin en yüce noktası­na erişirse, işte o, tam mutlu kişidir. Bunun için o, Yüce Allah a, verdiği büyük lütuf ve nimetten dolayı şükretsin.
Bir kimse, ilk önce yetişirken yukarıdaki imkânları bulamaz ve sonra onu, babası ahlâk dışı şiirleri ezberletip bu uydurmaları benimsetmek, bu şiirlerde yer alan kötü şeylerin iyi olduğunu kabul ettirmek, İmru’ul-Kays Nâbiga ve benzerlerinin şiirlerinde olduğu gibi zevklere erişmek üzere yetiştirse, bundan sonra o ileri gelenlerin yanlarına gidip o şiirleri okuyarak bol ödüller alsa, bedenî zevkleri elde etmede kendisine yardımcı olan arkadaşlar edinse, bir zamanlar benim yaptığım gibi yaratılıştan yiyecek, giyecek, binecek ziynet, at ve kölelere, düşkün olsa, sonra da bunlarla uğraşarak kendisinin lâyık olduğu mut­luluğu ihmal etse, bu onun için bir bahtsızlıktır, ziyandın Nimet ve kazanç değildir. O yavaş yavaş nefsini bunlardan uzaklaştırmaya çalışmalıdır. Bu ise çok zordur, ancak yan­lışta ısrardan daha iyidir.
Bu kitabı inceleyen bilmelidir ki, özellikle ben de büyüdükten ve bir kısım alışkanlıklar kazandıktan sonra, yavaş yavaş nefsimi onlardan uzaklaştırdım ve bu uğurda çok çaba harcadım. Ey faziletleri araştıran ve gerçek eğiti­mi isteyen okuyucum! Kendim için istemiş olduğum şeyi senin için de arzu ettim. Önceleri benim kaçırdığım fırsa­tı senin kaçırmamam söylerken, belki sana öğüt vermede ileri gittim. Sana, sapıklık çöllerinde uyanmadan önce, kurtuluş yolunu ve sana yok olma denizinde boğulma­dan önce gemiyi gösterdim. Ey kardeşlerim ve evlatlarım! Allah’tan korkun! Hakka teslim olun, uydurma olmayan gerçek edeple eğitilin, üstün hikmetten ayrılmayın, doğru yoldan gidin, nefislerinizin durumlarım göz önüne geti­rin ve onların güçlerini düşünün!..



İbn Miskeveyh-Ahlak Eğitimi(büyüyenay,yay.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder