Kuran'ın Mehir Olması,Kuran'ın Gayesine Muhalif Mi?




Bir kadın, Resûlullâh’a geldi. ‘Kendimi sana hibe etmek istiyorum’ dedi. Resûlullâh ona baktı, onu süzdü ve başını öne eğdi. Kadın,Hz. Peygamber’in bir şey demediğini görünce oturdu. Ashâbdan biri geldi ve Ya Resûlallah! Sen evlenmeyeceksen bu kadınla beni evlen­dir’ dedi. Hz. Peygamber, Yanında mehir olarak bir şey var mı?’ diye sordu. Mezkûr kişi, ‘Hayır ya Resûlallah’ dedi... Adam mecliste uzun süre oturdu ve ardından gitmeye teşebbüs etti ki, Hz. Peygamber onu çağırttı. Adam gelince ona, Yanında Kur’ân’dan ne var?’ diye sordu. Adam Yanımda şu şu sûreler var’ deyip onları saydı. Resûlullâh, ‘On­ları ezberinden okuyabilir misin?’ diye sorunca, ‘evet’ cevabını aldı. Hz. Peygamber, ‘O halde git, Kur’ân’dan yanında olan sûreler karşılığı se­ni o kadınla nikâhlıyorum’ buyurdu.”(Buhari,Nikah,5087;Müslim,Nikah,3425)

Bazıları, iki açıdan bu hadîsi tenkîd etmiştir:

a-Bu, Kur’ân’ın gayesine muhaliftir. Kur’ân, hidâyet kitâbıdır, pa­zarda satılan mal değildir.

b-Bu, evliliğin amacına da aykırıdır. Amaç, hayatı idame ettirmek  için mal elde etmektir. Bu malın kaynaklarından biri de mehirdir Bu iddialar gerçekçi değildir. Şöyle ki;

Elbette Kur’ân hidâyet kitâbıdır. Bunda ihtilaf yoktur. Ancak bu durum ile Kur’ân’m mehir olması arasında bir tenakuz yoktur. Burada da bir tür hidâyet örneği vardır. Zira adam ezberinde olan Kur’ân’ı hanımına okuyacaktır, ona onu öğretecektir. Hz. Peygamber Kur’ân’ı pazarda satılan bir mal yapmadı. Bilakis Kur’ân’ı, Kur’ân’ın getirdiği en büyük amaçlardan birine vesile kıldı. Ümmet, mehir olarak Kur’ân’ı öğretme karşılığı evliliğin câiz olduğunda icmâ etmiştir. Nevevî’ye göre, bu hadîste Kur’ân öğretiminin mehir olmasının câiz olduğu vardır. Aynı şekilde, Kur’ân öğretimi karşılığı ücret almanın da cevazı vardır. Bunu Ücret almayı en çok hak ettiğiniz şey Allâh’ın Kitâbıdır” hadîsi de teyid eder. Şafi‘î, Mâlik, Atâ’, İshâk ve başkaları bu görüştedir. Kadî Iyâz, Ebû Hanîfe  dışında kahir ekseriyetin Kur’ân öğretimi karşılığı ücret almanın câiz olduğu kanaatinde olduğunu belirtir. îşin doğrusu, hallerin değişmesi, geçim meselelerinden dolayı muteahhir Hanefîler de buna cevaz vermiştir.  Hadîsle ilgili şöyle düşünülebilir: Bu, o kişiye Kur’ân’dan ezberinde olan şey sebebiyle -Kur’ân’ı öğretmese bile- bir ikramdır. Oysa başka rivâyetlerde açık bir şekilde Kur’ân öğretimiyle ilgili emir gelmiştir. Burada “....Git, seni o kadınla evlendiriyorum. Ona Kur’ân’ı öğ­ret!” ifadesi geçmektedir. Kurtubî’ye göre, burada açık bir emir vardır. Dolayısıyla ezberinde olan âyetlerden dolayı kişiye bir ikram söz konusu değildir. Hz. Peygamber, Kur’ân’ın kendisini değil, öğretimini mehir kılmıştır.

İkinci iddiaya gelince, bu, bâtıl bir iddiadır. Evliliğin amacı iktisadî değildir, mal kazanmak değildir. Evliliğin amacı, Hz. Peygamber’in  tesis ettiği malum gayelerdir. İslâm’da mehir, kocaya itâatın sembolik bir bedelidir. Koca, eşine bu bedeli verir; eş de ondan ihtiyaçlarını karşılar. Mehrin diğer hikmetlerini de şöyle sıralamak mümkündür:

a-Kadına, elbise, zinet vb. şeyleri alması için yardım.

b-Velayet, kadının ana-babasından kocaya geçtiği için kadına biri ikram.

Başka hikmetler de sayılabilir; fakat şurası bir gerçek ki, İslâm’da mehrin bizatihi kendisi gaye değildir. Nitekim mehrin az ve hafif tutulmasıyla ilgili hadîsler vârid olmuştur. Mesela “Nikâhın en hayırlısı en kolay olanıdır”(Ebu Davud,Nikah,2117); “Bereket itibarıyla kadınların en büyüğü, mehri en kolay olanıdır”.(Hakim,Müstedrek,2732) Ayrıca Hz. Peygamber de kişinin haliyle münasib olmayacak şekilde mehri zorlaştıranları hoş karşılamamıştır.(Müslim, Nikâh, hd. no. 2201) İslâm, mehrin en üst limiti şudur, diye sınır belirlememiştir; ancak, Hz. Pey­gamberin uygulamaları ortadadır. Resûlullâh’ta ümmet için örneklik vardır. Sonuç olarak söylenebilir ki, evliliğin amacı İktisadî değildir. En temel amacı, şu üç hususu gerçekleştirmektir: Huzur, sevgi ve rahmet.

Yavuz Köktaş-Kurana Aykırı Görülen Hadisler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder