Dünya Zevkinin Özellikleri



"Bilin ki, dünya hayatı, ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir süstür, aranızda bir öğünç (vesilesi)dir, mallarda ve evlâtlarda bir çoğalıştır...''(Hadid Suresi,20.Ayet)

...

Sonra Cenâb-ı Hakk, dünya hayatını şu vasıflarla nitelemiştir:

1) "Dünya hayatı bir oyundur" buyurmuştur. Oyun ise, onları cidden yoran çocukların yapacağı bir iştir. Uğrunda bu yorgunlukların çekildiği bu şeyler ise, vermeden sona erer.

2) "Dünya hayatı bir eğlencedir". Eğlence de gençlerin yapacağı bir şeydir. Eğlenceler de sona erdiğinde, genel olarak geride, sadece bir hayıflanma ve hasre: duygusu kalır. Bu böyledir, zira insan, eğlenceler sona erdikten sonra, malının,ömrünün gittiğini, lezzetin ve zevkin son bulduğunu ve ortada herhangi bir şey kalmamasına rağmen, nefsinin bunlara karşı bir iştiyak ve özlem duyduğunu görür.Böylece de, zarar verici şeyler birbirini izler.

3) "Dünya hayatı bir süstür". Süs ve süslenme, kadınların adetidir. Zira, süsten ve süslenmeden elde edilmek istenen şey, çirkin olanı güzelleştirmeye çalışmak yıkım ile yüzyüze olan bir binayı onarmak ve noksan olan şeyi tamamlama hususunda çaba göstermek demektir.

Halbuki, arızî olan şeyin, zatî olana mukavemet gösteremeyeceği malûmdur. Dolayısıyla, dünyanın kendisi, zâtı gereği son bulan, zâtı gereği fasit olan bir şey olunca, daha nasıl, insan, bu bozuk şeyleri, bu dünyadan silmeye muktedir olabilir? İbn Abbas ise, ayetin manasının şöyle olduğunu söylemiştir: "Kâfir kimse, ahiret için çalışma değil de, hayatı boyunca hep dünya süsünü elde etmekle meşgul olur ve bu tıpkı, "Ey mağrur, aklanmış kimse, senin hayatın bir yanılma ve gaflettir" denilmesi gibidir."

4) "Dünya hayatı, fanî ve zail sıfatlarla, aranızda bir övünç vesilesidir." Bu övünme ya neseb bakımından, yahutta güç, kuvvet, asker, taraftar... bakımındandır. Halbuki, bütün bunlar son bulucudur.

5) "Dünya hayatı, mallarda ve çocuklarda bir çoğalma vesilesidir." İbn Abbas şöyle der: "Kişi, malını, Allah'ın gazabının söz konusu olduğu yerler için cem eder, o mal sayesinde,Allah'ın dostlarına tepeden bakar ve o malını, Allah'ın gazabına sebep olacak yerlerde harcar. Dolayısıyla bu mal, üst üste, istiflenmiş, zulmetler misâlidir. Cenâb-ı Hakk, dünyadakilerin mutlaka bu kısımlardan biri ile ilgili olacağını bildirmiş olmaktadır. Yine Cenâb-ı Hakk, dünyanın durumunun, bu hususlardan hali olmayınca, kişinin bunlardan yüz çevirip de, kendisini, ahiretini mamur edecek şeylere yöneltecek olanları yapması gerektiğini beyân buyurmuştur.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 21/319-320.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder