Mağlup

Kuruntu En Fazla İsrailoğullarında Kök Salmıştır...

Mağlup, ebedi olarak galibin şiarını, kıyafetini, mesleğini, sair ahval ve adetlerini taklit etmeye düşkünlük gösterir:

Bunun sebebi şudur: Nefs daimi surette, kendisine galip gelende, bir kemal bulunduğuna itikad eder ve onun hizmetine girer. Ya ona saygı göstermek içinde yer ettiği ve galibi kemal sahibi olarak gördüğü için veya kendisindeki inkiyad halinin, “tabii bir galebe”den değil, galipteki kemalden ileri geldiği yolunda bir hataya sürüklenmiş olduğu için böyle davranır. Böyle bir yanlışlığa düşülmesi ve bunun aralıksız devam etmesi, bir itikad, bir inanç ortaya çıkarır. Bunun neticesi olarak mağlub, galibin bütün yol ve yöntemlerini benimseyip, her hususta onun yolunu tutar, ona benzemeye çalışır.İktida işte budur... Bu sebeple ebedi olarak mağlubun, kendini galibe benzetmeye çalıştığını, kılıkta-kıyafette, binme ve nakliye vasıtalarında, silahta, bunların yapılış ve kullanış şekillerinde, daha doğrusu tüm hallerinde onun gibi olmaya çalıştığını müşahade edersin.

Bu hususta çocukların babaları karşısındaki durumlarına bakınız; sürekli olarak onlara nasıl benzemeye çalıştıklarını göreceksiniz. Bunun sebebi sadece onlarda kemâlin bulunduğuna itikad etmiş olmalarıdır. Dünyanın her bölgesine bakınız.

Ekseriya askerlerin ve sultan ordusunun, kılık ve kıyafeti bölge halkına nasıl galip gelmekte ve hâkim olmaktadır. Sebep, bunların mağlup, onların galip olmalarıdır. Hatta yekdiğerine komşu olan iki milletten biri diğerine galip olsa, derhal bu benzeme ve tâbi olma hali, büyük ölçüde mağluplara sirayet eder. Nitekim çağımızda Celâlika (Galician, Galler) milletleri karşısındaki Endülüs’ün durumu budur. Görüyorsun ki, Endülüslüler kılık - kıyafet, alâmet, işaret, bir çok âdet ve ahvâl itibariyle kendilerini Gallilere benzetmekte, hatta evlerde, yapılarda, işyerlerinde ve duvarlarda çizilen resim ve heykeller bakımından bile onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. O derecede ki, hikmet gözüyle bakan, onun istilâya uğramanın alâmetleri olduğunu bundan his ve farkeder. Hüküm Alah’ındir.

Bu hususta; “Halk, hükümdarın dini üzeredir”, şeklinde söylenen vecize üzerinde dikkatle düşün. Çünkü bu sözle de o mâna anlatılmıştır. Zira hükümdar, eli altında bulunanlar üzerinde galiptir. Raiyye ise, çocuklar babalarına, talebeler hocalarına, inandıkları gibi, kemâlin onda olduğuna itikad ederek kendisini örnek almaktadır. Allah hikmet ve ilim sahibidir.

 

İbn Haldun-Mukaddime,cilt:1 syf;361-362 (Çev:Süleyman Uludağ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder